Kayıtlar

Kasım, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Cermodern

Bir Şehir Kurmak: Ankara (1923-1933) Sergi, modern Ankara’nın ilk genişlemesi sayılan Yenişehir’in 1933 tarihindeki konut ve kamu yapılarından oluşan durumunu modelleyerek yeni bir bilgi alanı ortaya çıkarmakta. On yıllım genö cumhuriyetin on yıllık başkenti, barınma ve hükümet merkezini oluşturma amacıyla genişlemek zorunda kalmıştır. Bu genişleme entelektüel, teknolojik ve mali kapasiteye bağımlı olarak gerçekleşmiş , küresel dünyayla karşılaştırılabilir bir yerellik ortaya çıkmıştır. Bugün, Kızılay olarak bildiğimiz, Sıhhiye Köprüsü’nden Meclis Kavşağı’na kadar olan Yenişehir’in ilk on yılında gerçekleşen yapılaşmayı oluşturan 280 konuttan 9’u, 31 kamu yapısından 18’i ayakta kalabilmiştir. Yapılaşma üslubu olarak “moderne 5 kala” gerçekleşen ilk Ankara ve sunduğu deneyim, tarihin ve yıkımın tozlu sayfalarında unutulmuştur. Şehrin İnsanları “Yeni Şehir”in “Yeni İnsan”ları her yerdedir: İşte milletvekilleri, paşalar, yeni bürokratlar ve memurlar, yargıçlar, hakimler ve savcılar,

Leone Battista Alberti

Resim
Leone Battista Alberti Leone Battista Alberti, 15. Yüzyılda yaşamış (14 Şubat 1404 - 25 Nisan 1472) ve Rönesans hareketine öncülük etmiş, birçok farklı disiplinde kendini geliştirip eserler vermiş; ressam, şair, mimar, dilbilimci, müzisyen vs. Aristokrat olan ailesi Floransa dışına sürgün edildiği sırada Cenovo'da dünyaya gelmiştir. Bologna üniversitesinde hukuk eğitimi gören Alberti, aynı zamanda babasından matematik eğitimi de almıştır. Hukukçuluk mesleğini sevmediği için hümanist hareketleri destekleyen bir kilisede çalışarak geçimini sağlamıştır. Floransa'ya döndükten sonra rönesansın önemli sanatçılarından sayılan heykelci Donetello, mimar Brunelleschi ile çalışarak resimde perspektifi geliştirdi. 1435 yılında yayımladığı De Pictura (Resim Üzerine) adlı eserinde ilk defa üç boyutlu bir nesnenin iki boyutlu bir yüzeye resmedilme kurallarını belirlemiştir . Alberti aynı zamanda coğrafya ve astronomi alanında da çalışmalar yapmıştır. Bu alan hakkında verdiği eser kendi

Marcus Vitruvius Pollio

Resim
Marcus Vitruvius Pollio Marcus Vitruvius Pollio M.Ö 1. Yüz yılda yaşamış olan Romalı mimar, yapı mühendisi ve yazardır. De Architectura (Mimarlık Üzerine) adlı kitabı günüme ulaşan Antik dönem mimarlığı ile ilgili tek kaynaktır. De Architectura adlı kitabında başarılı bir mimarlık için üç ögenin gerekliliğinden bahseder. Bunar; Utilitas (kullanışlılık), Firmitas (sağlamlık), ve Venustas (güzellik) idir. Bu kitabını kendi deneyimlerini aktararak ve Yunanlı başka yazarların eserlerinden kaynaklanarak derlemiştir. Eserin konuları genel olarak bunlardır; genel mimari, kent planlaması, tapınaklar, düzenler, ev yapıları, su depoları, geometri, astronomi, ölçü. Vitruvius'un bilinen tek yapısı Fano'daki Bazilikadır. Vitruvius insan vücudunun oranı ile ilgili oldukça ilgi çekici gözlemler yapmıştır. Bu gözlemlerden biri; bir pergelle insan vücudu eskizindeki göbek deliği işaretlenirse ve vücudun ayak ucuna kadar ayarlanıp bir daire çizilirse ortaya çıkan daire insan vücudu es

Tasarım Felsefesi

Resim
Bir Tasarım Modeli Olarak Mimarlık Avustralyalı mimar Karl Schwanzer bir mimari yapıyı "dört duvar ve bir damdan daha fazlası" olarak tanımlar. Burada bahsedilen 'daha fazlası' içinde birçok kavramı barındırır. Bu barındırdığı kavramları biraz daha basite indirgersek mimari yapıyı bir tasarım modeli olarak belirleyebiliriz. Öyleyse mimari yapıyı bir tasarım modeli olarak nasıl açıklarız? Mimarlık eskiden günümüze kadar belirli temel kategorilere bağlı kalarak geçerliliğini sürdürmüştür. Bu kategoriler;  kalıcılık, sağlamlık ( firmatias), kullanışlılık, rahatlık ( utulitas)  ve güzelliktir ( bellezza ). Ayrıca bir mimari yapı işlevsel ve amacına uygun olmalıdır. Peki mimaride işlevsellik ve ereksellik arasındaki fark nedir? İşlevsellik mimarinin evrensel dilidir, ereksellik ise bu evrensel dilin bir parçası, açıklayıcısıdır. Mimar, bu farklı ögeleri kullanarak özgün bir mekan ortaya koyar. Bu ögelerin hepsi eşdeğerdir. Her mimari yapı farklı bir semantik değer