Renk ve Temel Tanımlamalar
Renk ve Temel Tanımlamalar 18. yy.dan itibaren renk kuramları bugünkü anlayışa yakınlaşmıştır. 1731'de Jacob Christopher le Blon (1667-1741) boya maddesi (pigment) kırmızı, sarı ve mavinin temel renkler olduğunu bulmuştur. Renk teorisine önem veren sanatçılar, rengin ışıksal etkisiyle daima ilgilenmişlerdir. Her renkli yüzey, kendi kimliğiyle ilgili rengin karşıtı olan renge ait olmak üzere, insanların psikolojik algılarında bir boşluk yaratır. Parlak bir şekilde aydınlatılmış yeşil yüzeyli bir cisme dikkatle bakıldıktan sonra göz kapatılınca veya aniden beyaz bir duvara bakılınca göz kapağında kırmızı pırıltılar oluşur. Bu durumda, duyumsanan boşluğu doldurmada etken olan rengin karşıtlık özelliği vardır. Karşıt yani kontrast değerler ilişkisinde birbirini itme söz konusuyken, yüzeylerdeki renklerin kendi karşıtlarına gereksinim duyurtması psiko-fizyolojik bir olaydır. Böylece renklerde "karşıtlık" kavramının yanına "tamamlayıcılık" kavramı da eklenmekt